23 Aralık 2009 Çarşamba

Evliliğe Giden İlk Adım: Nişan

Evlilik kararı almış iki gencin, kişinin nerede, nasıl tanışıldığı apayrı bir hikayedir. Dinlemesi de ayrıca çok hoştur.

Kimileri rüyalarında görürler ilkten, evleneceklerini. İlk muştu uykuda, rüyada alınır. Nasıl, nerede olacağına kadar ayrıntısıyla bilirler hatta rüyalarının sonucunda.

Kimileri uzun senelere yayılan tanışıklık, arkadaşlık sonucu evliliğe giderler. Kimileriyse tanışır, anlaşır ve hemencecik yuva kurmaya karar verirler. Bakarsınız hemencecik yapılan evlilikler sapasağlam çıkar ama onca sene tanışmışlığın, beraber geçirilmiş anlar olmasına karşın, uzun yıllar süren arkadaşlığın sonucunda gelen evlilikler kısacık süreler içinde bitiverir.
Bir arkadaşlığa başlanırken kuşkusuz en güzel duygular taşınır. Her şeyin yolunda gitmesi hayırlı ve güzel bir sona ulaşılmak istenir. Bunu gerçekleştiren tanışıklıkların sonucunda evlilik kararının alınması, beraberinde bir takım adet üzere olan resmi davranışlarında gerçekleşmesi anlamına gelir.

Kız isteme olayı ile başlar evlilik rotası. Önce erkek evi , kız tarafına giderek “Allah’ın emri Peygamber’in kavli ile” kızı oğullarına isterler.

Cevap hemen verilmez kız evi tarafından. Kız evi naz evidir ne de olsa. Biraz bekletilecek, damat adayı biraz heyecanlandırılacaktır.

Evlilik kararının adının ilk konuluş şekli “Söz”dür.

Söz kesmek genellikle iki aile arasında olur ve her iki ailenin çocuklarının birbirleri ile evlenmek istediklerini açıklamaları ve arkadaşlıklarına bir ad konulması işlemidir.
Söz kesilmesini nişan izler. Nişan iki gencin ya da kişinin evliliğe giden ve bunu bir yüzük şeklindeki nişan ile, bilen bilmeyene duyurdukları ilk adımdır. Eş dost, akraba hısım, konu komşu, arkadaş dost, büyük küçük tüm yakınlar davet edilerek nişan töreninin mutluluğu paylaşılır. Nişanlar bazen ailelerin istekleri doğrultusunda iki aile arasında sade bir törenle, bazen bir salon tutularak oyunlu, sazlı göbekli, angara havalı, harmandalı oynayarak yapılır.
Nişan, nişanı yapanlar için ne kadar koşturma, yorgunluk, ayakların şişmesi, yemek yemeden geçen bir iki gün, açlık nöbetleri, uzaktan gelenleri karşılama gidenleri yolculama anlamına gelse de, nişana davetli olanlar için anlamı apayrıdır.

Nişan yapılacak yere, nişan saatinden de önce gelinmeye başlanılır. Maksat yeni nişanlıların rahatça görülebileceği, göz önünde bir engel olmaksızın oynayanların seyredilebileceği en elverişli yeri kapmaktır. Köşeler ve kapı ağızları en sona gelenlere kalır.

Salon ya da ev giderek dolar. Kalabalığın artması demek bir uğultunun tüm salonda duyulması demektir.

Davetli masalarındaki kolalı içecekler çocuklar atarfından çoktan açılıp tüketilmeye başlanılmıştır.

Bir hareket alabildiğince yaşanır salonda. Herkes uzaktan gelen ya da epeyce uzun bir zamandır göremediği yakınını, akrabasını, arkadaşını, kuzenini görmenin sevinci ile masaları dolaşmakta, “ Ayy, hiç değişmemişsin, aynısın” lafları sıklıkla işitilmektedir.

Çocukların nasıl olduğundan konuşulur, kızlar, oğlanlar okulları bitirdi mi, üniversiteyi kazandı mı, işe girdiler mi konularında her bilgi alınır ve verilir. Hatta bu arada değişen telefon numaraları ile ileti adreslerini almak da ihmal edilmez.

Çocuklar için koşturmacadır böyle anlar. özenle giydirilmiş, saçları taranmış, rugan ayakkabıları ve dantelli beyaz çorapları giydirilmiş çocuklar, cici giysilerinin kirleneceğine hiç aldırmadan anne babasını anından koparak piste gelir, ortalıkta koşturur, masaların altına girerek saklanır, birbirini ebeleyerek sağa sola koşan çocuklar, bambaşka bir dünyadadırlar o an.

Kameralara, fotoğraf makinaları hiç yoksa cep telefonlarının kameraları ile resimler çektirilir, uzunca zamandır hasret kalınılan ve bu tür bir toplantıya kadar da bir kez daha hasret kalınacağı aşikar olan yakınlar ile baş başa verilerek, omuz omuza, kol kola hatıra resimleri çektirilir.

Salonun, elinde kamera ile çekimler yapan görevlisi, giriş kapısının yanında yer aldığında, nişanlanacak çiftin içeriye girmek üzere olduğu hemen anlaşılır.

Nişanlanacak olan gençlerin salona girmesi bir alkış tufanı arasında olur. Nişanlanan genç kızın saçlarına kuaför saatlerce emek vermiş ve oynarken, halay çekerken bozulmaması için bolca sprey sıkmıştır.

Nişanlanacak genç ise gerçekten iki dirhem bir çekirdek bir damat görünümündedir. Pırıl pırıl ayakkabıları, kemeri, birbiri ile uyumlu renkler içindeki takım elbisesi, gömleği, kravatı ile o günün hakkını vermektedir.

Canlı müzik yapan orkestranın şefi mikrofonu alarak nişanlanmakta olan çifti ilk oyun için piste davet eder.

İlk oyun havası genellikle Ankara’dan, bir angara havasıdır, miskettir.

Damat oyun bilse de bilmese de o gün pistte bir şeyler yapmak zorundadır. Eğer acemiyse oyun oynamakta, bu hemen anlaşılır.

İyi oyun oynayan davetliler piste çıkarak oyunlarına başlarlar ve aralarından birini ortalarına ala ala her birinin tek tek oyundaki hünerlerini gösterdiği bir şekilde oynamaya başlarlar. Hepsi hünerini gösterdikten sonra en son olarak damadı da ortaya alırlar. Genellikle oyunda acemi olan damada, kendilerinin oyun oynamada ne kadar mahir olduklarını eni konu gösterdikten sonra damadın, gelin ile kendisine ayrılmış orkestranın önündeki masaya oturarak dinlenmesine izin verirler.

Oldukça süslü ve üzerine iliştirilmiş iki kadife kutu içinde nişan yüzükleri bulunan nişan tepsisi getirilerek, nişan takma işlemine geçilir.

Düzgün bir evliliği olan ve kendisine herkesçe saygı duyulan bir büyük ya da arkadaş, nişan yüzüklerini takarak nişan töreninin amacına ulaşmasını sağlar. Birbirine kırmızı bir kurdele ile bağlı nişan yüzükleri, gençlerin sağ yüzük parmaklarına geçtikten sonra kurdele kesilir.
Oyun havaları yerini dansa bıraksa da en kısa süre içinde yeniden oyun havalarına ve halaya geçiş yapılır. Nişan töreni, en eğlenceli oyunlar oynanarak sona yaklaşır.

Törenin sonuna doğru konuklar yavaş yavaş ayrılmaya başlar. Kız ve erkek tarafının büyükleri zaten kapıda beklemektedir nişanın başından beri. Gelenlere “Hoş geldiniz”, gidenlere de “Teşekkürler, sizi gördüğümüze çok memnun olduk, iyi geceler” demek için. Bu başlı başına bir iştir ve sıkıcıdır. Ancak yapılması da adettir..

Düğün, nişan, sünnet gibi toplantılar, her biri bir yere dağılarak yaşamlarını sürdürmekte olan aileler için bir araya gelebilmenin yakalandığı, sık olmayan ama en güzel anlardır. Kısacık süreler içinde, dakikalara sığdırılarak özlemler giderilir, hal hatır sorulur, halleşilir, dertleşilir, haberler alınır verilir.

Ben giderek nişanları, düğünleri daha sever oluyorum. Hem iki gencin mutluluğuna tanık olmaktan dolayı hem de artık okyanus aşırı yerlerde yaşamakta olan ailemin yarısından çoğunu ancak bu şekilde görebilmekten dolayı.

Dileyelim, nişanlarımız da düğünlerimizde sık ve bol, evlilikler mutlu olsun.
ACEMIDEMIRCI

2 yorum:

  1. Asemidemirci her zaman oldugugimi,yenede en ince konuya tokunmusun,dogru evliliye giden ilk addim;nisan,kendi evliliyim,nisanim ;hepsini hatirladim,bir azda sizinle paylasmak istedim.15 yasimdayam,mayisin en guzel caglari,gunesli bir gun,myuzik okuluna gediyoram,arka sokakla,kendimden cok raziyam,karsima 18 yasda sarisin sacli ,iri konur gozlu bir genc cikdi,cekilib bana yol verdi,spasibo[sag ol ]evezine mersi dedim,genc arkadan turkmusen sordu,cevab vermeden yoluma devam etdim,ama arkadan tagib oldugumu biliyordum,o gunden gencin beni izlemesine alisdim,hatta hosuma bele getdi,birde gordumki sinif arkadaslarimla dostlasdi,bos zamani olan gimi kendini benim oldugum mekanlara atar ve oylede onu tanidim,sonra ben oyretmen sinavlarini vererken oda asger oldu,gederken asik oldugunu soyledi, 17 yasimda idim,ailemizde boyle seylerin yasak oldigunu biliyordum,annem bizi hep kontrol ediyor ama babam her zaman okuyun bir meslek sahibi olun,kime istersiniz onunlada evlenersiz,ben size o konuda yardimci olurum,annem ise varli,akilli,aileye yarasan damat arzusunda,Aradan yillar kecdi aramizda olan yakinligin dostluk olmadigini biliyordum,aileden gizli arkadaslarimiz sayesinde bulusa biliyorduz,hec ne gizli kalmaz ya annem duydu,elcilik olah zaman,annem onlari govdu kapisindan, ola bilmez dedi,kadin lap cildirdi,inanilmaz bir sey babam zor skinlesdirdi,annem ya o, ya da ben dedi,neden sordum,beyenmedi damati,bak boyle aradan yene yillar kecdi,bende goruculer geldikce aile kurmak dusuncem bele yok,ama bir gin beni iki cocukla esini bosamis rus istedi,razi oldukumu soyledim,annem yene cildirdi,bosamis kisiyle evlenmekdense sevdiyinle aile kur,ucmaga kanadim yokdu,elcilik ,uzukler takildi,yenede beni bir yil nisanli sakladi annem,belkede vaz kececeyimi dusundu,arada 8 yillik asg vardi ,ailenin tepkisi bizi dahada yakinlasdirdi,duyunumuz agustosda oldu,annemin o gunki halini anlata bilmem,Asi dizisinde Neriman hanimi biliyorsuz,annem ayni onun gimi davrandi,.Aradan yillar kecib,nece yillar cocugumuz bele olmadi,anneme sen bize hayir dua vermedin belkede ondandir diyordum,simdi damatlardan benim esimi cok seviyor,yanlisda bir nakisdir diyor,benim dunyada en mutlu bir kadin oldukumu gorunce esime daha cok guveniyor.Ama esimin babasina baba desem bele o kovuldugu gunu unutmaz,cocuklara bele soyledi.Dogru simdi mutlu kadinam,her seyimiz var,esim ilk gunde sevdiyinden belke daha cok seiyor beni cocuklarimizi,ama kalbimin bir gusesinde kucukde olsa bir gerginlik var,babam bize destek oldu,anneme sen karisma kendi biler,biz su kapidan hayir duaile yola salacaz,musafir gimi he zaman gozumuz uste yer var,ama kusub gelmek yok o zaman yer yok ,belkede oyuzden kendi aileme dahada baglandim.Asemidemirci bu olay uzun hekaye,kisada olsa anlatdim,ama ANNE BABALARA BIR TOVSIYEM,EYER ARADA TEMIZ SEVGI VARSA HEC BIR ZAMAN AILELERINIZI KARSILASDIRMAYIN,HER IKI TARAF,ONLARA DESTEK OLUN,KOL KANAD VERIN O ZAMAN AILENIN TEMELI DAHADA GUCLU OLUR,biliyoram bazen yanlis secimlerde oluyor,yenede zamana burakmak lazim.

    YanıtlaSil
  2. Yuliacım,
    Bir imge nerelere götürüyor insanı değil mi?
    Bir kavram neler neler çağrıştırıyor.
    Hepimizin hikayeleri var.
    Çocukluğumuz ayrı hikaye, öğrenciliğimiz ayrı bir hikaye, nişanlar, evlilikler apayrı hikayeler.
    Nişan yazısında da bahsettim ya bu hikayeleri dinlemek çok hoşuma gider.
    Sonunda bir evlilik vardır ama öncesi nasıldır?
    Yol nasıl kesişmiştir iki insan için?
    Hiç umulmadık bir yerde, hiç umulmadık bir vesile ile kesişen yollar, hayatın geri kalanını nesıl da etkiler.
    Keşke burayı okuyan diğer arkadaşlarımız da kendi hikayelerini anlatsalar.
    Eşleriyle, nişanlıları ile nasıl tanıştıklarını onlardan da dinlesek.Ne öyküler öğrenip, ne mücadeleleri dinleyeceğiz kimbilir.
    Yulia senin ve eşinin tanışma öyküsü çok etkileyici.
    Bir film gibi.
    Sokakta karşılaşma, takipler, arkadaşlarınla dostluk kurmalar..
    Film gibi şeyler yaşamışın.
    Eşinin ısrarlı tavrı, kararlılığı, katlandığı her şey çok takdire değer.
    Seni çok sevdiği o kadar belli ki.
    Onu da seni de tebrik ediyorum.
    Aşkın kazanması ve bu aşkın önünde duran bir anneyi yani anneni, karşı olduğu insanı evladı kadar sever yapmasını okuyarak dinlerken, aslında onca senenin nasıl da kısaltılmış , özetlenmiş bir halde anlatılıverdiğini de gördüm.
    Böyle aşklar hep olsun, biz de hep dinleyelim...
    ACEMIDEMIRCI

    YanıtlaSil

Yorum yapmak için gmail adresi gereklidir...
Yorumlar, blog yöneticisi tarafından denetlendikten sonra, uygun bulunması halinde yayınlanacaktır...
İyi paylaşımlar...

İletişim: usayken@gmail.com