15 Ekim 2009 Perşembe

Yulia'nın Türkiye Seyahati - 2



Sade insanlar arasinda;Sovet Ittifagi-SSSRi deyilen bir olke vardi yani Rusiyanin kecmis adi ;on bes milletin birliyi altinda hale1917ci ilde tarihi saksiyyat Lenin tarafinden kurulmus bir dovlet vardi,insanlar ayni yasiyor,kasib,varli deyilen bir sey yokdu,Boyuk Vatan savasi,2ci dunya savasi bu halklari bir-birine dahada sik baglamis;fabrik,zavod kurulur her kes calisiyordu,kadinlar erkeklerle ciyin-ciyine calisiyor,okullarda basgan,doktor,muhendis,oyretmen ,isci cocuklari bir yerde okuyurdu,seckilik,yokdu,nede indiki ozel okullar;her sey ayni,okul,saglamlik parasizdi.koylerde onungimi,her bir serait vardi,kollektif is birliyi vardi seherden cok koyde yasayan insanlara ustunluk veriliyordu, doktoru,oyretmeni okulu,hastahanesi birinci sartdi,evler ayni,sokaklar pilanla salinardi,yazda mahsul toplantisinda lnstitut,universte oyrencileri koyde yasayan insanlara yardima gederdi,,,yazmakda maksadim odurki benim cocuklugum,gencliyimin ilk caglari mehz bu devre dusub,malisef indi su dovlet ancak hayallarda,birde tarihin sahifalarinda kalib,ama boyle bir devrde yasama sansi oldugucun kendimi sansli biliyoram,simdi her sey tamam basga,benim gorduyum koyler yene ayni,bazilerini yikib,yerinde villa kaldiranda var,toplagini satib gidende,gencler boyuk seherlerde yasamaga ustunluk veriyor,yurtdasinda yasamak ister, kendi oglum on bes yasinda simdiden Londrada yasamagi pilanliyor; neise metlebden cok uzaklasdim,size ANTAKYA-Hataya giderken gorusduyum sade koy insanlarindan yazmak isterem;yolboyu her cur insanlarla unsiyyetde olur, lokantalarda dinleniyor,etrafi izler hec ne kacirmamaga can atardim,yerli ehali bizim beyaz derimize bakankimi yabanci oldugumuzu anlar;turk oldukumuza inanmiyor,merakla bakar ne aradigimizi sorardilar,bir olayi hec unutmam; arabani kucik bir koye surduk ,arabaya su tokmeli ,yagini deyisdirmek lazim ,ben bir yerde durmagi becermem,koy cok karibliyile dikkatimi cekdi ,evler kucuk-kucuk oyle bakceleride yok,, o kadar istiki dozmek olmuyor ,etrafima gunesden yanib karalmis cocuklar ,yasli insanlar toplandi,merakla ne aradikimi sordular,dinlenmek isediyimi soyledim,cok istikanli,gonakperverdiler,beni bir eve davet etdiler,odaya giren cimi dikkatimi ceken yere dosenmis hali oidu,cok beyendim gozumu nakislardan ayira bilmiyordum,yere yastik koydular,oturmakcin,ben yerde oturmagi onlar kimi becermedim,zor oldu,oda bos,bir gusede kamodkimi bir sey vardi,bir tarafdaise sandik ustunde yatak destleri,pencerede tul perde vardi,ama her yan tertemiz,karib bir hos etride vardi odanin,kadinlarin libasi daha cok dikkatimi cekdi baslari cicekli yazmaile sikica bagli,kollari uzun endise,hemde salvar dedikleri pantolon ama bu cok genis,erkeklerse komlek,pantolanlari cok genis,onlarinda basi cekili -dizilerde guzel mekanlar cekiliyor, insanlarin geyimleri farcli hatta yasadigi evlerde,her halinden duyulurdu sikintida yasadiklari,sade ama gururlu insanlardi,bana ,aileme sufra acdilar,malisef ancak buzgimi meyhos serbetlerini ice bildik,birde bu odada pencere karsisinda kucuk ama rengli bir televizion vardi,bence sahibinin en degerli esyasidi,sordugum sorulara hevesle cevab veriyordular,hizli konusduklarindan cok sey anlamizdim,ama derk etdimki ekinle dolanir,kisda istilik sorumlari oluyor, yasadigim seherde gaz,elektrik sorumu olmadigicun boyle zor yasayanlara acidim cok isterdim onlara yardimci olum ama nasil,yanimizda olan suvinerden payladik,hos sohbetlericun tesekkur etdik,sade insanlarin bu kadar isicakli olmagi beni kovreltdi,hale dizimin ustunde oturan kiz cocugunu hec unutmam o kadar seker ki malisef yola cikmaliydik,onlardan dost cimi ayrildik,koylere meragim oldugucun hey ugrayirdik,ama o cur sade insanlari bir daha gormedim,her kesin kendicin yasama devizini biliyoram,ama onlar tamam basgaidiler,simdi insanligin guzel ozelliyile karsilasmak cok az .bu guzellik onlarda vardi, bir yanlisim oldu koyun ismini unutduk,geri gayidarken arasakda olmadi,bunu kendime bagislamiyoram. Asemidemirci seninkimi yazmagi becere bilmediyimi yazmisdim,ama yene icimdeki hisslierden anlata bildim demi......


1 yorum:

  1. Yuliacım,
    Bende senin yazılarına tiryakilik başlayacak, alışkanlık duymaya başladım yazılarına şimdiden, bildireyim.
    Çok güzel anlatmışın, içinde olununca fark edilemeyen ve doğal karşılanan ancak öznel (subjektif) değil de nesnel (objektif) bakılınca farklı görülen olgular ve farklılıklar daha bariz algılanır ya, işte sen bunları bize çok güzel ve içten anlatmışın bu tür bir algı ile.
    Ben çok severek okudum.
    Bir tarihe yaşayarak tanık olmuş biri olarak bunu bizimle paylaşman da beni heyecanlandırdı. Sadece gazetelerin haberleri, televizyonlarda haber saatlerinin spikerler tarafından anılan olayları olarak uzaktan izlenen tarihi gelişmeleri, içinde yaşamış birisinden dinlemek çok ayrı. Çocukluk (balalık) ve gençlik dönemlerinin ortamı ile şimdiki ortamın benzerliği asla olmayan gerçekleri ve yeni kuşağın hayata bakışını bize en güzel şekilde anlatmışın. Bu kadarını tahmin edemezdik. Tarih kitabı okurum ama tarihi yaşayandan dinlemek ender bir olay. Sayende bunu yakaladık.
    Anadolu köylüsü kanaatkar, sabırlı, sıkıntılı, misafirperverdir. Sen de görmüşün zaten yakından. Libasları yani giysileri ya da elbiseleri öyledir çoğunlukla, şalvar, üstlük, yenemi/yazma/tülbent. Yeni yetmeler pek şalvar giymez ama orta yaş ve üzeri giyer. O şalvar pazenden yani pamuklu kumaştan olur. Boldur bu yüzden yazın serin kışın sıcak tutar. Geniş bir beli ve kumaştan bir uçkuru vardır.
    Bellerine kuşak sarınırlar. Bu da onların bel kayması, bel fıtığı olmalarını önler, öyle böbrek hastaları, kadın hastalıkları sık rastlanılmaz bu tür libas yani giysi giyenlerin arasında. Erkekler başlarına güneşten ve tozdan korunmak için poşu bağlarlar. Kadınların zaten yazması/yemenisi/ tülbenti vardır. Bazen de beyaz bir tülbent takarlar, kenarlarına boncuk oyası ya da çiçekli oyalar dikerler.
    Benim de var o yemenilerden epeyce, çeyiz olarak vermişti annem..
    Asi de başına hoş bir şekilde sarmıştı bu yemenilerden.Üçü bir arada deniz kenarında resim çektirdikleri sahnede Asya’nın da, yemeni kondurmuşlardı başına. Asi dizisini çok sevme nedenlerimden biri de bu zaten. Bir çiftlik hayatında, abartısız döşemeler, eşyalar, giysiler olmaksızın ve hayatın akışı içinde, işçileri, köylüleri, çiftlik çalışanlarını da göstererek, gündüz vakti gece kıyafetleri giyerek gazete okuyan kadınlardan uzak ancak kimileyin mutfakta yemek yapan, çeyiz düzen, yumurta toplayan olağan hallerdeki kadınlarla hayatın taaa içinden bir dizi olduğu için. Kandırmaca üzerine kurulu bir konu işlenmediği ve mekanların olağan olduğu, günlük hayatın aykırılıklar taşımadığı için. Kandırmak da kandırılmak da, kendinizin kandırılmasına izin vermeniz de kimse tarafında tercih edilmez. Sade ve olağanın güzelliği her zaman bizleri can evimizden yakalar. Bu bir dizi de olabilir Anadolu’nun isimsiz bir köyünden insanlar da.

    YanıtlaSil

Yorum yapmak için gmail adresi gereklidir...
Yorumlar, blog yöneticisi tarafından denetlendikten sonra, uygun bulunması halinde yayınlanacaktır...
İyi paylaşımlar...

İletişim: usayken@gmail.com